Sözcü TV’deki dış ses dramı sosyal medyada yankı uyandırdı
Fatih Portakal ve Fulya Öztürk arasındaki son dış ses tartışması medyada büyük yankı uyandırdı. Özetle;
- Fatih Portakal, Yunan haberini okuyan dış sesten memnun kalmayarak tepki gösterdi ve haberin sorumluluğunu üstlendi.
- Fulya Öztürk sosyal medyadan tepkisini dile getirdi.Yetersiz çalıştığını, sadece ekranda hava estirdiğini iddia etti.
- Öztürk, haberi okuyan kişinin Portakal’ın davranışından dolayı ağladığını söyledi.
Fatih Portakal ve Fulya Öztürk arasındaki iddia edilen diyaloğa dair detaylar şöyle:
- Sözcü TV’nin ana haber bültenini sunan Fatih Portakal’ın, Yunanistan haberini okuyan dış sesin performansından memnun olmadığını ifade ettiği bildiriliyor.
- Yayından sona doğru, izleyicilere “Dış ses beğendiniz mi? Ben beğendim. Bu nedenle bu haber bültenine adımı veriyorum ve her şeyden sorumluyum.” şeklinde konuştuğu iddia ediliyor. Kendisi gibi özen göstermelerini istiyor.
- Fulya Öztürk de sosyal medyadan Portakal’ı eleştirerek, yeteri kadar çalışmadığını, sadece ekranda hava estirdiğini, haberi okuyan kişinin şu anda ağladığını ileri sürdü.
- Öztürk, daha önce de ikili arasında gerilim olduğunu, Portakal’ın haberi önceden bilmediğini, yeterince özenli çalışmadığını iddia etti.
- Portakal’ın sözleri ve Öztürk’ün tepkileri sosyal medyada ve basında büyük yankı uyandırdı, iki ünlü gazeteci arasında bir çatışma işaret etti.
Fatih Portakal ve Fulya Öztürk arasındaki iddia edilen bu “dış ses tartışmasının” Türkiye’deki gazetecilik ortamına etkisi olumsuz olabilir. Ana hatlarıyla şu etkiler söz konusu olabilir:
- Gazeteciler arasında gerilime yol açarak çatışmacı bir havaya katkıda bulunur. Türkiye’de zaten medya özgürlüğü kısıtlamaları, yayın organları üzerindeki baskılar gibi zorluklar oluşturduğu için, gazeteciler arasında dayanışma ve işbirliğine daha çok ihtiyaç vardır.
- Kamuoyunda gazetecilerin itibarını zedeleyebilir. Toplum gazetecilerden objektif, meslektaşlarına saygılı ve profesyonel davranmalarını bekler. Gazeteciler arasında çıkabilecek anlaşmazlıklar bunu olumsuz etkiler.
- Medyanın daha da kutuplaşmasına yol açabilir. Gazetecilerin kutuplaşan tavırları, medyanın da ideolojik olarak daha da bölünmesine sebep olabilir.
- Diğer gazeteciler için de olumsuz bir örnek oluşturabilir. Bazıları ekranlarda veya sosyal medyada daha fazla çatışma ve gerilim arzulayabilir. Bu da gazetecilik mesleğine zarar verir.
- Sorunların çözüm yolları üzerine yapıcı tartışmaları gölgede bırakabilir. Gazeteciler arasındaki saygısız çıkarımalar ve ağır eleştiriler, medya sektöründeki önemli sorunların tartışılmasını zorlaştırır.
Özetle, iddia edilen olayın Türkiye’deki yansımaları gazeteciler arasında çatışmaya, itibar zedelenmesine, medyanın daha da kutuplaşmasına yol açabilecek olumsuz etkilere sebep olabilir. Gazetecilerin objektif ve saygılı bir dil kullanmaları, sorunları yapıcı bir şekilde çözmeye odaklanmaları gerekiyor.
Yorumlar